4 Şubat 2012 Cumartesi

Çikolata Yapımı


                    Bugün öyle bir gün geçirdim ki son yarım saattir gözümü ekrana dikmiş şapşal şapşal sırıtmaktan yazıma neyle nasıl başlayacağıma bile karar veremiyorumJ Bu kadar sırıtacak ne yaptın derseniz, neler yapmadım ki :D Öncelikle Baharımla çikolata yaptım!! (evet, hem de tam bir kilogram!!) Sonra Yağmurumun geçmiş doğum gününü kutladık. Eh, çikolatalar da onun içindi zaten. Hal bu olunca yani beni şımartmak için sadece çikolata ya da sadece kızlarla beraber olmak bile yetecekken ikisi bir arada nasıl bir etki yaptı siz düşününJ. (Bir ipucu: tüm gün birbirlerine bakıp bakıp sırıtan üç kız gördüyseniz, onlar bizdik.) Neyse lafa ortasından kenarından köşesinden dalıp da daha fazla berbat etmemek için çikolata maceramızdan başlıyorum... Biz geçen yaz Bahar ile Aktif Felsefe'nin çikolata kursuna katılmıştık. Kurs normalde iki aşamadan oluşuyor; ilk aşamada çikolataya aromalarla kuruyemişler, mısır gevrekleri katarak sade çikolatayı yepyeni bir tat haline getirmeyi ve marzipan (o da neymiş diyenlere...)yapmayı öğreniyorsun. İkinci aşamada ise olayın daha güzel kısmına trufflere geçiyorsun. Biz iki aşamalı olduğunu bilmediğimizden kendimizi sadece ilk aşamaya göre ayarlamış, planımızı ona göre yapmıştık. Bu nedenle (üzülerek söylüyorum ki) ikinci aşamaya katılamadık. Neyse ilk aşama da yeterince kalori almamıza yetti zaten.J Kurs binasından çıkarken elimizde velinimetimiz şeftalili, çilekli, marzipanlı, fıstıklı, Nesquik gevrekli çikolatalarımız suratımızda 32 dişlik gülümseme… Artık o çikolatalar da aklımızda nasıl yer ettiyse Yağmur’un doğum gününü düşünürken aklımıza ilk gelen fikir çikolata yapmak oldu! Bugün sabah erkenden Bahar ile buluşup hem hediyelerimizi hem de çikolatalarımızı aldık. Hediyemizin tekini şimdi söylemeyeyim yazının ilerleyen kısımlarına sürpriz olsun, diğeri de bize kalsınJ Çikolatalarımıza gelirsek Kahve Dünyası'ndaki büyük kalıp halindeki sütlü çikolatalardan aldık, ilk olarak bir büyük parça koydurduk ardından iki, üç… Ee önce gözü doymalıymış insanın :D. Aromalarımız da annemden olunca alışverişimizi tamamlayıp eve gittik. (Annem tatlı yapmaya merakının en iyi tarafı evde tatlıyla ilgili her türlü ıvır zıvırın bulunması ama tabi bu iyi taraf mı ağır basar yoksa alınan kilolar mı bilinmez…) Hemen aromaların içinden üç çeşit aroma seçtik; acıbademli, tereyağlı vanilyalı ve romlu. Ardından bir yandan çikolatamızı benmari usulü eritirken diğer yandan da içine koyacaklarımızı hazırladık. Bu kısım insanın tamamen zevkine ve hayal gücüne kalmış ama ben, annemin sade mısır gevreğini kırıp da çikolataya katma fikrini çok beğendim, çikolatayı kıtır kıtır yemesi çok eğlenceli oluyorJEritme işlemini tamamladıktan sonra başladık kafamıza göre katıp karıştırmayaJ 


Hem kursta yaptığımız gibi iki kaşık yardımıyla tepsiye yağlı kağıt üzerine dizdik hem de çeşit çeşit çikolata kaplarına, buz kaplarına da doldurduk. Doğum günü hediyesi sonuçta yamuk yumuk tipsiz olmasın değil mi?



(Kalıpların arkasından gözüken fotoğraflar da annemin eseri. Masaların üzerine konulan kalın plastik tabaka şeklindeki örtünün altına dizerek masamıza yeni bir hava katmıştı geçen sene. İlk zamanlar baya ilgimi çekmişti de artık fotoğrafları değiştirmenin vakti geldiJ)

Çikolataları da buzdolabına atıp dondurmaya başladıktan sonra geldik işin en eğlenceli kısmına!! Yani kalan çikolataları yeme faslı:D

Şöyle bir başından itibaren okuyayım dedim de çenem düşmüş benim. En iyisi sizi daha fazla sıkmadan bugünlük bitireyim de maceramızın devamı yarına kalsın…J
Not 1:Benmari usulü, kaynar su dolu bir tencerenin üzerine tencereden daha büyük bir kap koyarak çikolatayı o kapta eritme işlemidir. Bu yöntemle ilgili güzel Türkçe videolar bulamadım ne yazık ki:(
Not 2: Yapım aşamasında dikkat edilmesi gereken en önemli nokta çikolataya hiçbir şekilde su karışmamasıdır. Aksi takdirde güzelim çikolata mahvolabilir!! 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder