Bugün öyle bir gün geçirdim
ki son yarım saattir gözümü ekrana dikmiş şapşal şapşal sırıtmaktan yazıma
neyle nasıl başlayacağıma bile karar veremiyorumJ Bu kadar sırıtacak ne yaptın
derseniz, neler yapmadım ki :D Öncelikle Baharımla çikolata yaptım!! (evet, hem
de tam bir kilogram!!) Sonra Yağmurumun geçmiş doğum gününü kutladık. Eh,
çikolatalar da onun içindi zaten. Hal bu olunca yani beni şımartmak için sadece
çikolata ya da sadece kızlarla beraber olmak bile yetecekken ikisi bir arada
nasıl bir etki yaptı siz düşününJ. (Bir ipucu: tüm gün birbirlerine
bakıp bakıp sırıtan üç kız gördüyseniz, onlar bizdik.) Neyse lafa ortasından
kenarından köşesinden dalıp da daha fazla berbat etmemek için çikolata
maceramızdan başlıyorum... Biz geçen yaz Bahar ile Aktif Felsefe'nin çikolata
kursuna katılmıştık. Kurs normalde iki aşamadan oluşuyor; ilk aşamada çikolataya
aromalarla kuruyemişler, mısır gevrekleri katarak sade çikolatayı yepyeni bir
tat haline getirmeyi ve marzipan (o da neymiş diyenlere...)yapmayı öğreniyorsun. İkinci aşamada ise
olayın daha güzel kısmına trufflere geçiyorsun. Biz iki aşamalı olduğunu
bilmediğimizden kendimizi sadece ilk aşamaya göre ayarlamış, planımızı ona göre
yapmıştık. Bu nedenle (üzülerek söylüyorum ki) ikinci aşamaya katılamadık.
Neyse ilk aşama da yeterince kalori almamıza yetti zaten.J Kurs binasından çıkarken
elimizde velinimetimiz şeftalili, çilekli, marzipanlı, fıstıklı, Nesquik
gevrekli çikolatalarımız suratımızda 32 dişlik gülümseme… Artık o çikolatalar
da aklımızda nasıl yer ettiyse Yağmur’un doğum gününü düşünürken aklımıza ilk
gelen fikir çikolata yapmak oldu! Bugün sabah erkenden Bahar ile buluşup hem
hediyelerimizi hem de çikolatalarımızı aldık. Hediyemizin tekini şimdi
söylemeyeyim yazının ilerleyen kısımlarına sürpriz olsun, diğeri de bize kalsınJ Çikolatalarımıza gelirsek
Kahve Dünyası'ndaki büyük kalıp halindeki sütlü çikolatalardan aldık, ilk olarak
bir büyük parça koydurduk ardından iki, üç… Ee önce gözü doymalıymış insanın
:D. Aromalarımız da annemden olunca alışverişimizi tamamlayıp eve gittik. (Annem
tatlı yapmaya merakının en iyi tarafı evde tatlıyla ilgili her türlü ıvır
zıvırın bulunması ama tabi bu iyi taraf mı ağır basar yoksa alınan kilolar mı
bilinmez…) Hemen aromaların içinden üç çeşit aroma seçtik; acıbademli, tereyağlı
vanilyalı ve romlu. Ardından bir yandan çikolatamızı benmari usulü eritirken
diğer yandan da içine koyacaklarımızı hazırladık. Bu kısım insanın tamamen
zevkine ve hayal gücüne kalmış ama ben, annemin sade mısır gevreğini kırıp da
çikolataya katma fikrini çok beğendim, çikolatayı kıtır kıtır yemesi çok
eğlenceli oluyorJEritme işlemini tamamladıktan sonra başladık kafamıza göre katıp karıştırmayaJ
Hem kursta yaptığımız gibi iki kaşık
yardımıyla tepsiye yağlı kağıt üzerine dizdik hem de çeşit çeşit çikolata
kaplarına, buz kaplarına da doldurduk. Doğum günü hediyesi sonuçta yamuk yumuk
tipsiz olmasın değil mi?
(Kalıpların
arkasından gözüken fotoğraflar da annemin eseri. Masaların üzerine konulan
kalın plastik tabaka şeklindeki örtünün altına dizerek masamıza yeni bir hava
katmıştı geçen sene. İlk zamanlar baya ilgimi çekmişti de artık fotoğrafları
değiştirmenin vakti geldiJ)
Çikolataları
da buzdolabına atıp dondurmaya başladıktan sonra geldik işin en eğlenceli
kısmına!! Yani kalan çikolataları yeme faslı:D
Şöyle
bir başından itibaren okuyayım dedim de çenem düşmüş benim. En iyisi sizi
daha fazla sıkmadan bugünlük bitireyim de maceramızın devamı yarına kalsın…J
Not 1:Benmari usulü, kaynar su dolu bir tencerenin üzerine tencereden daha büyük bir kap koyarak çikolatayı o kapta eritme işlemidir. Bu yöntemle ilgili güzel Türkçe videolar bulamadım ne yazık ki:(
Not 2: Yapım aşamasında dikkat edilmesi gereken en önemli nokta çikolataya hiçbir şekilde su karışmamasıdır. Aksi takdirde güzelim çikolata mahvolabilir!!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder